25 Aralık 2010 Cumartesi

Marilyn Monroe Person to Person Interview

Happy Birthday Mr. President

Marilyn Monroe Grauman's Chinese Theater 1953

MARILYN MONROE - HER LAST DAYS

Marilyn Monroe's Unseen Photos

The other side of Marilyn Monroe

Marilyn Monroe a Motherless Child - Norma Jeane

Marilyn Monroe Makeup

Marilyn Monroe | Forever Young

Marilyn Monroe - Diamonds Are A Girls Best Friend

Monroe'nun yaşadıkları, bir kadının zekasının, yeteneklerinin ve başına gelenlere rağmen ayakta kalma gücünün; aptal sarışınlığa, seks nesneliğine, bir fanteziye, içi boşaltılmış bir kimliğe indirgenmesini anlatır. . Onun yaşadıkları bize; kariyerin, paranın ve şöhretin bile bir kadının hayatta kalabilmesi için yeterli olmadığı uyarısını yapar....

Marilyn'in Favorileri..

  • Favori Aktörleri: Clark Gable, Charlie Chaplin, Charles Laughton, Will Rogers, Cary Grant, John Barrymore, Tyrone Power and Richard Widmark 
  • Favori Aktrisleri: Greta Garbo, Jean Harlow, Ginger Rogers, Marie Dressler and Olivia DeHavilland 
  • Favori Sanatçıları: Goya, Picasso, El Greco, Michelangelo and Botticelli
  • Favori İçecekleri: Dom Perignon 1953
  • Favori Kitabı: How Stanislavsky Directs by Michael Gorchakov
  • Favori Kadın Şarkıcısı: Ella Fitzgerald
  • Favori Erkek Şarkıcısı: Frank Sinatra
  • Favori Film Performansları: The Asphalt Jungle and Don't Bother to Knock
  • Favori Fotoğrafı: Cecil Beaton'ın resmi, kendisi beyaz elbiseli
  • Favori Müzisyenleri: Louis Armstrong, Earl Bostick, Ludwig Van Beethoven and Wolfgang Amadeus Mozart
  • Favori Çalışması: A Streetcar Named Desire and Death of a Salesman
  • Favori Yazarları: Arthur Miller and Tennessee Williams
  • Favori Şairleri: John Keats ve Walt Whitman
  • Favori Restoranı: Romanoff's (in Hollywood)
  • Favori Mağazası: Bloomingdale's
  • Favori Yazarları: Fyodor Dostoyevsky, J.D. Salinger, George Bernard Shaw and Thomas Wolfe
  • Favori Parfüm: Chanel No.5
  • Favori Güzellik Ürünü: Nivea Nemlendirici                                               Kaynak:http://www.marilynmonroe.com/about/favorite.html

  • Favori renkleri: Bej, siyah, beyaz, kırmızı.

Dünya'nın İkonu Marilyn Monroe...

Marilyn Monroe(1 Haziran 1926 - 5 Ağustos 1962), (asıl adı Norma Jeane Mortenson)ABD'li sinema oyuncusu, şarkıcı ve model. 20. yüzyılın en ünlü sinema yıldızlarından, seks sembollerinden ve pop ikonlarından biriydi.
Yıllarca küçük rollerde kendini gösterdikten sonra Gentlemen Prefer Blondes, How to Marry a Millionaire, Some Like It Hot ve The Seven Year Itch gibi filmlerde gösterdiği komedi yeteneği, seksi cazibesi ve ekrandaki görünüşü 1950'lerde ve 1960'lı yılların başında en popüler film yıldızlarından biri olmasını sağladı. Kariyerinin sonlarına doğru başarısının ölçüsüyle Bus Stop ve The Misfits gibi filmlerde dramatik rollerde de oyunculuğunu gösterdi ve eşi görülmemiş popüler bir ilgi nesnesi haline gelip, kazandığı bu şöhret ile zamanının diğer yıldızlarını geride bıraktı. Oysa ki, halkın gözündeki mutlu imajının aksine, özel hayatında yaşadığı hayal kırıklıkları ve güvensizlikleri zaten var olan problemlerini daha da derinleştirdi. Özellikle 1950'li yılların sonuyla 1960'lı yılların başından itibaren yaşadığı çeşitli sağlık sorunları ve kişisel problemleri kariyerine de yansımış ve Monroe'nun çalışması zor ve dengesiz biri olarak kötü ün yapmasına sebep olmuştur. Yine de ölümününden itibaren ünü gitgide artarak tüm zamanların en önemli kültürel figürü ve ikonlarından biri olmuş, sık sık diğer ünlüler tarafından taklit edilmiştir. Ölümü resmi olarak aşırı dozda uyku hapından kaynaklanan muhtemel intihar olarak geçse de ölüm sebebi üzerine pek çok spekülasyon yapılmış, komplo teorileri oluşturulmuştur.
Monroe, 1999 yılında Amerikan Film Enstitüsü'nün tüm zamanların en büyük kadın film yıldızı sıralamasında altıncı sıraya yerleşti.

Çocukluk 

Marilyn, Norma Jeane Mortenson ismi ile Los Angeles Devlet Hastanesi'nde doğmuştur. Biyografisini yazan birçok kişiye göre biyolojik babası annesinin RKO stüdyolarında film editörü olarak birlikte çalıştığı Charles Stanley Gifford ismindeki satış elemanıdır. Bazıları ise annesi Gladys Pearl Baker'ın ikinci kocası olan Martin Edward Mortenson'nın babası olduğunu iddia eder. Gladys'in ayrıca daha önceki evliliğinden de Robert Kermit Baker ve Berniece Baker (Miracle) isimlerinde iki çocuğu da vardı. Gladys'in şizofreni hastalığı yüzünden hastaneye kaldırılması üzerine Monroe bundan sonraki hayatını bir yetimhanede ve çeşitli bakıcı ailelerin yanında geçirmek zorunda kaldı. Monroe'nun aynı şekilde dayısı Marion da akıl hastanesine yatırılmış ve hastaneden çıktıktan sonra kendini asmış, anneannesi Della ve dedesi Otis de manik depresyonhastalığından çekmişlerdi. Norma Jeane 7 yaşına kadar aşırı dindar bir aile olan Albert ve Ida Bolender çifti ile yaşamıştır. Daha sonra annesi Gladys'in bir ev satın almasıyla tekrar onunla yaşamaya başlamasına rağmen annesinin akıl hastalığının kötüleşmesi üzerine annesinin en yakın arkadaşı Grace McKee'nin bakımı altına girmiştir. ancak Grace McKee'nin 1935 yılında Ervin Silliman Goddard'ın evlenmesi üzerine Los Angeles yetimhanesine gönderilmiştir. İki yıl sonra Grace onu geri almasına rağmen kocası Ervin Silliman Goddard'ın küçük kıza cinsel tacizde bulunması üzerine 9 yaşındaki Monroe bu sefer de büyük halası Olive Brunings ile yaşamaya gönderilmiştir. Ancak orada da Olive'in oğulları tarafından saldırıya uğrayınca Grace'in yaşlı halası Ana Lower'a gönderilmesi gerekmiştir. Ana Lower'ın sağlığı bir süre sonra bozulmaya başlayınca Norma Jean, Grace ve Ervin Goddard'ın yanına geri dönmüştür. Bu dönemde Norma Jeane, henüz 16 yaşındayken komşusunun 21 yaşındaki oğlu James Doughtery tanışıp bir süre flört ettikten sonra onunla evlenmiştir. 4 yıl süren evlilik ardından boşanmış ve The Blue Book mankenlik ajansına girerek modellik yapmaya başlamıştır. Yine bu dönemde oyunculuk ve şarkıcılık kurslarına katılıp ve saçını kestirip, platin sarısına boyatmıştır.

Kariyer 

Kısa sürede The Blue Book mankenlik ajansının en başarılı modellerinden biri olan Monroe, düzinelerce magazin dergisinde gözüktü. Bu dönemde 20th Century Fox'un yöneticisi Ben Lyon'un dikatini çekti ve onun için bir deneme çekimi ayarladı. Aynı zamanda ona altı aylık bir kontrat yaptı. Lyon'un önerisiyle adını Marilyn Monroe olarak değiştiren Norma Jean, "Scudda Hoo! Scudda Hay!" ve "Dangerous Years" isimli iki film çevirdi. Ancak iki filmin başarısız olması, O'nun bir süre sinemadan uzak kalmasına neden oldu. Fox şirketinin Monroe ile yeni bir kontrat imzalamaması yüzünden bir süre boşta kaldı. Modelliğe devam ederken aynı zamanda da oyunculuk derslerine devam etti. "Ladies of the Chorus" adındaki kısa filmde, ilk kez şarkı söyleme şansını yakaladı. Daha sonra "The Asphalt Jungle" ve "All About Eve" filmlerinde iki kısa rolde oynadı. Bu filmlerdeki kısa ama dikkat çekici rolleriyle eleştirmenlerin çok dikkatini çekmişti. Sonraki iki yıl boyunca "We're Not Married!", "Love Nest", Let's Make It Legal ve As Young as You Feel gibi filmlerde önemsiz küçük rollerde gözüktü. Ardından RKO yöneticileri Monroe'nun box office potansiyelini Fritz Lang'ın "Clash of Night" isimli filminde kullandılar. Filmin başarı kazanması üzerine Fox aynı taktiği kullanarak "Monkey Business" isimli komedi filminde oynattı. Bu iki filmin başarısı üzerine eleştirmenler artık Monroe'yu görmezden gelemediler ve iki filmin başarısını onun artan ününe bağladılar.
1952 yılında Monroe "Don't Bother to Knock" isimli filmde psikolojik sorunları olan bir çocuk bakıcısını rolüyle en sonunda başrolde oynama şansı yakaladı. Düşük bütçeyle yapılmış B tipi bir film olmasına ve karışık eleştiriler almasına rağmen, eleştirmenler Monroe'nun daha büyük rollerde de oynayabileceğine ikna oldular.

Şöhret 

Monroe, 1953 yılında oynadığı "Niagara" filmiyle en sonunda ünlü olabildi. Eleştirmenler filmin karanlık senaryosu kadar, Monroe'nun kamerayla olan uyumuna da odaklandılar. Monroe, bu filmde kocasını öldürmeye çalışan bir kadını canlandırdı.
Bu dönemde bir zamanlar verdiği seksi pozlar ortaya çıktı. Monroe, daha sonra basına çıplak pozlar verdiğini ve bunu parasız ve aç kaldığı için yaptığını söyleyerek kariyerini bitirecek olası bir skandaldan kurtulmayı başardı. Bu pozlar daha sonra Playboy'un ilk sayısında yayınlandı.
Monroe sonraki aylarda çevirdiği "Gentlemen Prefer Blondes" ve "How to Marry a Millionaire" isimli filmlerinin büyük başarı kazanmasıyla A sınıfı aktristler arasına girdi. Bu filmlerden sonra çevirdiği "River of No Return" ve "There's No Business Like Show Business" isimli filmler ise başarılı olamadı. Yine bu dönemde uzun zamandır birlikte olduğu beyzbol yıldızı Joe Dimaggio ile evlendi. Ancak çift, dokuz ay sonra anlaşmazlık nedeniyle boşandı. Stüdyo başkanı Zanuck'un kendisine ayarladığı aptal sarışın rollerinden sıkılan Monroe, 1955 yılında "The Seven Year Itch" isimli filmini tamamladıktan sonra kontratını iptal ederek New York'daki "Actor's Studio"'ya oyunculuk okumaya gitti. Bu arada kendisine önerilen "The Girl in Pink Tights", "The Girl in the Red Velvet Swing" ve How to Be Very, Very Popular" gibi filmlerde oynamayı ise reddetti. Actors Studio'daki eğitimi sırasında üçüncü eşi yazar Arthur Miller ile tanışan Monroe, daha sonra onunla evlendi.
New York'tayken arkadaşı fotoğrafçı Milton H. Greene ile kendi prodüksiyon şirketi Marilyn Monroe Productions'ı kurdu. Bu arada Monroe'nun yokluğu sırasında stüdyo tarafından seyirciye sunulan Jayne Mansfield ve Sheree North gibi alternatiflerinin başarısız olması ve "The Seven Year Itch" filminin gişedeki başarısı üzerine Zanuck onu geri çağırıp istediği şartları yerine getirerek yeni bir sözleşme yaptı. Monroe, bundan sonra sadece kendi onayladığı yönetmenlere çalışacak ve Fox dışındaki diğer stüdyolar ile filmler çevirebilecekti. 1955 yılında stüdyo ile yaptığı bu yeni sözleşmeye ve prodüksiyon şirketine bağlı olarak Joshua Logan tarafından yönetilen ilk filmi "Bus Stop"'ı çevirdi. Bu filmdeki salon şarkıcısı Cherie rolüyle kariyerindeki en iyi dramatik performasını göstererek eleştirmenlerden büyük övgü aldı ve Altın Küre Ödülü'ne aday oldu. Bu filmin ardından eşi Arthur Miller'la Londra'ya giderek Laurence Olivier ile birlikte The Prince and the Showgirl isimli filmi çevirdi. Bu filmi eleştirmenlerden karışık eleştiriler almasına ve fazla hasılat yapmamasına rağmen, özellikle Avrupa'da Monroe yine oyunculuğu ile büyük övgü kazandı ve Oscar Ödülü'ne denk ödüller olarak görülen İtalyan David di Donatello ve Fransız Crystal Star Ödülleri'ni kazandı. Aynı zamanda da İngiliz BAFTA ödülüne aday oldu. Filmin tamamlanmasının ardından Londra'dan dönen Monroe hamile olduğunun öğrendi. Ancak bir dış gebelik geçirdiği tespit edilince çocuğunu aldırmak zorunda kaldı.

Pepsi - Britney Spears (Commercial)

Youtube da dolaşırken bu videoyu gördüm, çok eski ama olsun :)

15 Aralık 2010 Çarşamba

Çok Değişik

Favorim





Vogue aralık sayısında dudak şeklinde yüzüğünü görüp beğenmiştim. Bugün sitesine bakma fırsatım oldu. Gerçekten bakılmaya değer.. Her bir model birbirinden güzel. Benim seçtiğim birkaç örnekleri koydum. Direk sitesini ziyaret edebilirsiniz : solangeazagurypartridge

Rezalet Bir Gün..

4 de kolayca kalkıpta 5te niye kolayca kalkamadığımı anlayamıyorum. Zorlada olsa güne başladım.. İlk kez ben hazır oldum servis geç geldi ya! Buzzz gibi hava.. Tabii her zamanki gibi yasladım kafamı cama ve uyumak için gözlerimi yumdum. Uyandığımda tabiki Taksimdeydik. Hemen kendime kısa bir çeki düzen verdim ve okulaaa.. Monoton olan hayatım her zamanki gibi devam ediyordu. Ben ne kadar ders dinlemeye çalışsam Mehmet bi okadar konuşuyordu. Sadece hocanın ağız hareketini görebiliyordum. En arkada oturmayı buyüzden sevmiyorum.. Dil ve anlatımdan 68 aldığımı duyunca bende bir şok! En iyi geçen yazılımdı ve sadece 68 almıştım. Bir sorumu tamamen elemiş. Ki bu sınıfın çoğu için aynıydı. Neyse bunun sinirimi üstümden atıncaa acıktım doğal olarak ve yemek almaya gittim. Zil çaldı ve yemeğimle yukarı çıktım ( en sevmediğim şey ). Sınıfta bir karmaşa.. Veee o an geldi ve ben ayranı üstüme dökmeyi becerdim! Sandalyem üstüm hepsi battı! Sinirden gülüyordum yaa! Neyse hepsini silmeyi becerdik.. Umarım daha böyle bir rezalet yaşamam...

14 Aralık 2010 Salı

Buz Gibi Hava!

Artık kışın tam olarak geldiğini anlayabiliyorum. Evde bile donuyorum. Parmaklarımı ne kadar ısıtmaya çalışsamda buz gibiler. Okulda kantine gitmek için yürüdüğümüz o kısacık mesafede bile buz kesiyorum. İçeri girince burnunuza gelen o miss gibi yemek kokusu ve sıcacık hava paha biçilemez.. Doğal olarak bütün herkes üşüdüğünden orda. Bir de anlamıyorum, şu sıralar çok acıkıyorum. Durmadan bir şey yiyesim var. Kilo alcam bu gidişle :D Neyse kantinden çıkıyorsunuz okula bi giriyorsunuz çoğu kişinin elinde selpak.. Valla beni de nezle grip yapçaklar. Kışın başında daha hiç çekilmez. Bugün kar yağacak diyorlardı ama nerde kar?? Ne güzel sevinmiştim. Okula gitmek gerçekten yoruyor insanı.. 
Yanımda olmasanda,sana dokunamasamda,doya doya öpemesemde,seni koruyamasamda .. Biliyorum oralarda bir yerde benim için atan bir kalp var ve sende şunu bil ki sevgilim,seninde uğruna duracak bir kalp atıyor. Her şey düzelcek bir gün.. Kavuşçaz birbirimize, her ne kadar önümüze bazı zorluklar çıksada, sevgimiz.. bizi birbirimize bağlayan güc yıkcak o engelleri.. Kim ne derse desin, ben seni sende beni seviyorsun...                                            

13 Aralık 2010 Pazartesi

Eveeet, yep yeni bir benle karşınızdayız. :) Yeni görünümü nasıl olmuş fikirlerinizi bekliyorum.. Şimdi saat çok geç olmuş; yatma vakti geldiii; malum erken kalkçam :)


 

12 Aralık 2010 Pazar

Yeni Bir Ben!

Çok kısa bir süre sonra bloğumuz yenilenmiş olarak karşınıza çıkacaktır, şuan çalışmadadır. Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.. :P

Büyük Yılbaşı Partisi !

Okulumuzda her sene yılbaşı partisi yapılıyormuş. Ben bu partiye ilk kez katılcam ve çok heyecanlıyım. Eğer partinin bir teması olursa alışveriş listemi değiştiririm. Ama şuan için bunlar gibi birşey düşünüyorum ya da direk bunları alırım :)  Ayrıca bana böyle güzel bir markanın varlığından haberdar olmamı sağlanyan Fashion By Siu e çok teşekkürler :)

11 Aralık 2010 Cumartesi

Cem Adrian "Aşk Bu Gece Şehri Terk Etti"

Bu sarkiya bayiliyorum... <3

Cem Adrian & Pamela - Anladım

300. İzleyici olmuşum! =)

Something about Tuğçe bloğunda 300. izleyici olmuşum =) Beni sayfasında yayınlayarak şereflendirdiği için teşekkürler :)

Objektif Bardak !

Ahahahahah gülmemi tutamıyorum ve Anıl sana sesleniyorum, bak burda ne varmışş. Tam  sana göre fotoğraf tutkunu. Bilmiyorum ama bunu görünce aklıma direk sen geldin. Ama çok güzel bir tasarım olmuş. Herkesin ilgisini çekecek cinsten. Belki ilerde alabilirim. Çok güzel bir hediye seçeneği aynı zamanda.. Buldumbuldum.com Fiyatı: 39.90 TL

Ruj kalem !


İlk görüşte aşk bu olsa gerek. Görür görmez bu kaleme bayıldım. Kesinlikle almam lazım. Benim gibi Bunu istiyoruum diyorsanız, buldumbuldum.com mağazası cevahirde bulunuyormuuş! Ben vakit bulduğumda gidip alcam =)  Fiyatı: 14,90 TL

H&M..

H&M'e daha gitme fırsatım olmadı ne yazikki, ama fırsat bulduğum ilk anda gitmeyi planlıyorum. Sitesinden güzel bulduğum ve seçtiğim parçalar:

Güne kar yağışı ile başlamak!

Uzuuuun tatlı bir uykudan uyanır uyanmaz pencereden dışarı baktım. Veee umduğumu buldum! Kar hafif hafif çiseliyordu. Ne kadar çoook kısada sürse güne kar yağışı ile başladım, herkese günaydın! Sınavlar bitti koca bir OOOHH! Haftasonu böyle evde tıkılıp kalcam ama blogumu düzenlemek için iyi bir fırsat yakaladığım için mutluyum :)

Dönemin ilk karı..

Uzuuuuuuuun zamandır yoktum internet ortamında. Malum NAL'ın sınav haftasıydı ve hergün 2. ve 4. ders sınav olduk.. Sınavlar ardı ardına kötü geçince benim moral tamamen 0 oldu.. Hayatımda geçirdiğim en kötü yazılılardı. 3 alırsam göbek atçaktım. Bunun üstüne en sevdiğim kırmızı cüzdanımın kaybolması da eklenince benim sinirler alt üst oldu.. Peki bu sabah mı ne oldu? Her zamanki gibi sabahın köründe sabah ezanı okunurken servise bindim ve her şey sıradan devam etti. Öğrencilerin çoğu alındıktan sonra Zeytinburnu'nda Trafik! 2. saat yazılıya geç kalabileceğime mi üzüleyim yoksa ilk ders resim dersini kaçırdığıma mı.. Dakikalar birini kovalıyor ve biz hala zeytinburunundayız. Artık yetişemeyeceğimiz kesindi. Sınav için son çalışmaları yaptık. Tabi o seste ne kadar verimli olabiliriz ki! Bütün herkes servis şöförüne biraz daha oyalanalım diye yalvarıyor ve çok azcık oyalanıyoruz. Okula gider gitmez sınava gireceğiz çünkü. Ama ne yazıkki yetişiyoruz ve ben acele acele sınava gidiyorum. Ve pencereden dışarı bakıyorum ve ne göreyim! Sulu kar kocaman kar tanelerine dönüşmüş! Yüzümde kendiliğinden oluşan bir tebessüm.. Sınavın tüm stresi bir anda yok oluyor.. Bir pozitif enerji ile doluyorum.. EVET ! Dönemin ilk karı iyi şeyler getirdi hayatıma. Sınavımda ilk kez bütün sorulara ne kadar doğru veya yanlış olduğunu bilmesem de cevap buldum. O kadar rahattım ki.. Umarım bütün herkes için dönemin ilk karı uğurlu gelsin... Yarın görüşürüüüüzz.. Mucks..       

                          *Dün post etmem gerekiyordu ama bir işim çıktığından bugün edebildim..

24 Kasım 2010 Çarşamba

Baskılı T-shirt..

Believe In Something
Follow your dreams, they always know they way
Will work for shoes xoxo
I Heart you but…
I don't know what I did before you
We're not that different after all
Wishing on a star
sweet treat to eat
from Brooklyn with love.